DR. ÜZEYİR GARİH ANMA TÖRENİ

 

 

25 Ağustos 2002, Aya İrini Müzesi

Tören Davetiyesi'nden :

" Bugün, bu tarihi mekanda, düşünceleri ve felsefesi ile yolumuzu aydınlatan Dr.Üzeyir Garih'i anmak için bir araya geldik.

Onun Felsefesini ve çok yönlü kişiliğini müziğin aracılığı ile anlatacağız.

 

İnanıyoruz ki, uygarlıkların, kültürlerin ve dinlerin birleştiği İstanbul'un eşsiz mekanı Aya İrini'den sonsuzluğa ulaşacak sesler, hissettiklerimizin, başta özlemle andığımız sevgili Dr. Üzeyir Garih olmak üzere, şu anda aramızda olmayan bütün sevdiklerimize ulaşmasına en güzel şekilde aracılık edecek.

 

Gecenin bitiminde, bizler Aya İrini'den ayrılırken, ilahi müziğin eşlik ettiği o derin, sevgi ve özlem dolu duygular bu kubbenin altında sonsuza kadar yaşayacak...."

 

 

 

 

 

ÖLÜMSÜZLÜĞÜN İLK YILINDA DR. ÜZEYİR GARİH`E

SEVGİ VE SAYGILARIMIZLA

Bir yıl önce bugün, tarifi imkânsız, büyük bir acıyla yüreğimizden sarsıldık.

Ve ertesi gün yalnız camiamızın değil, tüm Türkiye'nin Dr. Üzeyir Garih in kaybı nedeniyle üzüntüye kapıldığını, acımızın herkesin acısı olduğunu gördük.

Ve aradan upuzun bir yıl geçti... Bugün 25 Ağustos 2002. Üzeyir Garih'i, eşsiz kişiliğini yansıtan bir törenle anıyoruz. Sağlığında olduğu gibi yine her kesimden onu seven insanlarla birlikte 1500 yaşındaki kutsal mekân Aya İrini'deyiz. Gözlerimiz kutsal mekânın zirvelerinde dolaşıyor, can dostu, ortağı, ağabeyi İshak Alaton'un söylediği gibi Dr. Üzeyir Garih kubbeden hepimize el sallıyor . Aya İrini eşsiz bir geceye tanıklık ediyor. Anma gecesinin ilk icracıları Maftirim Korosu; Klasik Türk Müziği usullerine göre bestelenmiş İbranice tasavvuf ilahilerinden örnekler sunuyor. Hüzünle sarılıp sarmalanıyoruz. Koro hüzünlerimizi seslendirirken Galata Mevlevileri Sema ve Tasavvuf Topluluğu üyelerinden dört Mevlevi hissettiklerimizi dışa vuruyor.

Ünlü koronun geçmişi 16. yüzyılın Edirnesine dayanıyor. O dönemde Mevlevilerle yürütülen ortak çalışmaları bugüne taşıyan Lari Dilmen ilahi müziğe bendiriyle, Aziz Şenol Filiz ile Birol Yayla ney ve tamburlarıyla, Taner Sayacıoğlu da kanunuyla katılıyor. Koro şefi Aaron Kohen solistliği Hakan Uluğ'la paylaşıyor.

Uluğ bu geceye haftalar boyunca İbranice çalışarak hazırlanmış. Her şey, Garih'in dilediğince, umduğunca güzel. Dinler, diller birbirini tamamlıyor. Aya İrini de şu an ilahi barış hükümranlığını sürdürüyor. Koro art arda "Ağzımdan Dökülür Tanrının Kudsiyeti" , "Rab Bizi Himaye Eden Kutsal Kalemizdir" , "Allah'ın Adaleti" , "Şabat Gününe Kutsal Şarkı", "Kabirdeki Nurlar" , "Günlerden Beri Sana Kalbimle İlahiler Meşk Ederim' i seslendiriyor. Ve sonra Hakan Uluğ, Mevlevi ayinlerinin sonunda seslendirilen Niyaz İlahisi'ni söylemeye başlıyor. İlahinin "Sema sefa/ Cana şifa/ Ruha gıdadır" nakaratına koro da eşlik ediyor.

Ve sözü Dr. Üzeyir Garih'in sevgili yoldaşı, yarım asır boyunca hayat denizi üzerinde birlikte yelken açtığı İshak Alaton ve canından çok sevdiği kızı Dalia Garih Herzikowitz alıyor. Onlar bir ışık huzmesiyle sarıp sarmalanırken, Aya İrini'ye Garih'in sesi hâkim oluyor. Bizlere, her zaman olduğu gibi, paylaşmanın erdemlerini anlatıyor güçlü, tok sesiyle. Bizim de gözlerimiz tıpkı İshak Alaton gibi yukarıdaydı. İshak Alaton sevgili arkadaşının ender bulunan kişiliğini anlatıyor: Üzeyir, her üç semavi dinin aynı ve tek Allah'ın mesajlarını ve felsefesini içerdiğini bilir, müşterek yanlarını araştırırdı. Tevrat'ın ve Kur' an'ın birçok ayetini ezberlemişti. Yol gösterici olarak yeri geldiğinde konuşmalarında bu ayetleri zikrederdi. Üzeyir'le ben bu hayat süremizi noktalama olayına çok doğal ve gerçekçi baktık, hayatın ayrılmaz bir parçası olarak kabullendik. Birlikte kurduğumuz şirket büyüdükçe bizlere inanan ve destek veren şirketimiz mensuplarına karşı sorumluluk duygumuz bizi hazırlıklı davranmaya yöneltti. İkimizden birinin ömrü noktalandığında hayatta kalan diğerinin alması gereken bütün tedbirleri en ince detayına kadar planladık. Yaşlandıkça, olgunlaştıkça, sonsuzluğa yolculuk hazırlığına daha çok önem verdik. Çünkü birlikte yarattığımız eserin bizlerden sonra devamını ölümsüzlük olarak gördük. Şimdi ışıklar Üzeyir Garih'in sevgili kızı, babasının acısına mutlu anları sürekli hatırlayarak dayanabilen Dalia Garih Herzikowitz'i aydınlatıyor. Herzikowitz de Üzeyir Garih'in ölüme nasıl serinkanlılıkla bakabildiğinin kanıtı sözlerini aktarıyor bizlere: "Ben gittikten sonra beni gözyaşı ile değil, coşkuyla anmalarını isterim. Bir insanın ölmesi değil yaşamış olması, bazı izler bırakması, hayırla yad edilmesi önemli. Ben böyle anılmak ve bu şekilde düşüncelerinizde yaşamaya devam etmek isterim. Ölümsüzlük budur." Ve sözler burada bitiyor, yeniden müzikle sarılıp sarmalanıyoruz. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, Max Bruch'un Kol Nidrei (Tanrıya Söz Veriş) adlı parçasını seslendiriyor.

Orkestra'nın şef ve solisti Garih in yakın dostu ünlü viyolonselist Alexander Rudin. İkinci eser Franz Schubert'in Bitmemiş Senfonisi. Schubert'in üçüncü bölümünü yarım bıraktığı eser varlığın ölümle sonlanmadığını ve Üzeyir Garih'in bıraktığı birçok eserle ölümsüzleştiğini bir kez daha hatırlatıyor hepimize.

Müziğin son nağmeleri kubbede yankılanırken alkışlar Üzeyir Garih için yükseliyor. İçimizde henüz sıcaklığını korurken Bitmeyen Senfoni , Aya İrini'nin, Garih'in anısına mumlarla bezeli bahçesinde yankılanıyor bu kez. Ve uzaklardan yatsı ezanının okunduğunu duyuyoruz. Bu eşşiz zamanlamanın, paylaşabilmeyi, sevgiyi çoğaltabilmeyi başaran yurtsever dünya insanı sevgili eşbaşkanımız Garih'in anısına ve bir kereliğine gerçekleştiğini biliyoruz...

 

İSHAK ALATON'UN TÖRENDEKİ KONUŞMASININ TAM METNİ

"BUGÜN ÜZEYİR GARİH'İ ANMAK İÇİN, BİR SEVGİ ZİNCİRİ OLUŞTURDUK. RUHU ŞAD OLSUN!

ARAMIZDAN AYRILALI BİR SENE OLDU. ZAMAN ÇABUK GEÇİYOR… ONU, SANKİ DÜN KAYBETMİŞİZ GİBİ GELİYOR BANA… İNSANLAR ANILDIKÇA YAŞAMAYA DEVAM EDERLER.BUGÜN, BURADA, DÜNYADA EŞİ OLMAYAN, BU 1500 YILLIK MUHTEŞEM İBADETHANEDE, SİZ SEVGİLİ DOSTLARIMIZLA, ONU ANARAK TESELLİ BULUYORUZ.BEN, ONUN, BURADA, BİZLERLE BİRLİKTE OLDUĞUNA İNANIYORUM.

ÜZEYİR, HER ÜÇ SEMAVİ DİNİN AYNI VE TEK ALLAH'IN MESAJLARINI VE FELSEFESİNİ İÇERDİĞİNİ BİLİR, MÜŞTEREK YANLARINI ARAŞTIRIRDI. TEVRAT'IN VE KUR'AN'IN BİR ÇOK AYETİNİ EZBERLEMİŞTİ. YOL GÖSTERİCİ OLARAK, YERİ GELDİKÇE, KONUŞMALARINDA BU AYETLERİ ZİKREDERDİ.

KARDEŞTEN YAKIN BİR BERABERLİĞİMİZ OLDU. YARIM ASIR SÜREN BU BİRLİKTELİĞİMİZİ, HEYECAN VEREN, MUTLULUKLARLA DOLU BİR MACERA OLARAK YAŞADIK.

HAYAT DENİZİNİN FIRTINALI ORTAMINDA, ONUNLA BİRLİKTE YELKEN AÇMIŞ OLMAK, YÜCE TANRI'NIN BANA BAHŞETTİĞİ EN BÜYÜK LÜTUF OLDU.

SAYISIZ HASLETİ VE MEZİYETİ VARDI.

İNSAN İLİŞKİLERİNE ÇOK ÖNEM VERİRDİ. SOSYAL SEVİYELERİNE BAKMADAN, HERKESE KARŞI SAYGILI DAVRANIRDI. ELİNDEN GELDİĞİ KADAR, DERTLERİNE ORTAK OLURDU.

MÜKEMMEL OLMAK, YALNIZ ALLAH'IN İNHİSARIDIR.

ÜZEYİR, BENİM TANIDIĞIM BİNLERCE İNSAN İÇİNDE,MÜKEMMELLİĞE EN YAKIN, MÜSTESNA BİR İNSAN İDİ.

MERAK EDEN, ARAŞTIRAN, ÖĞRENEN VE ÖĞRETEN BİR BÜYÜK MÜTEFEKKİR, DÜŞÜNCELERİNİ CESARETLE İFADE EDEN BİR İNSANDI.

ÜLKEMİZİN TOPLUMSAL VE EKONOMİK SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETME YOLUNDA GENÇ NESİLLERE REHBER OLDU. KURUCUSU OLDUĞU ŞİRKETTEKİ GÜNLÜK İŞLERİNİ, YETİŞTİRDİĞİMİZ GENÇ PROFESYONELLERE DEVREDERKEN, TÜKENMEZ ENERJİSİNİ KONFERANSLARDA, TELEVİZYON PROGRAMLARINDA, VE ÜNİVERSİTE KÜRSÜLERİNDE TOPLUMA AKTARMAYI, KUTSAL BİR GÖREV BİLDİ.

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK TEHLİKESİNİ EĞİTİMDEKİ DÜŞÜK SEVİYEDE GÖRDÜ.

FIRSAT BULDUKÇA BİZLERİ BU YOLDA İKAZ ETTİ.

ELLİ YILI AŞKIN İŞ HAYATI BOYUNCA YAŞADIĞI GÜÇLÜKLERİ VE BAŞARI YOLUNDA ÇÖZÜM ÜRETME YOLLARINI YAZIYA DÖKEREK BÜYÜK BİR ARŞİV OLUŞTURDU. ZAMANLA BU NOTLARI TASNİF ETTİ VE ''DENEYİMLERİM'' BAŞLIKLI İLK KİTABINI 1989 YILINDA YAYINLADI.

BU ESERİN GÖRDÜĞÜ BÜYÜK İLGİDEN ALDIĞI CESARET VE TEŞVİKLE, DİĞER ''DENEYİMLERİM'' BAŞLIKLI KİTAPLARINI ARKA ARKAYA YAYINLADI VE BİR KÜTÜPHANE OLUŞTURDU.

HAYAT YOLDAŞIM ÜZEYİR, HIZLI ÜRETEN, VE ÜRETTİĞİNİ PAYLAŞMAYI SEVEN BİR İNSANDI. BU ESERLERİ YAYINLAMASI, PAYLAŞMAYA OLAN İNANCININ NETİCESİDİR.

İNSANLAR DOĞAR, YAŞAR, YAŞAMI BOYUNCA AZ VEYA ÇOK DERİN BİR İZ BIRAKIR, VE GÜNÜ GELİNCE, SEVDİKLERİNDEN AYRILIR. ÜZEYİR'LE BEN, BU ''HAYAT SÜREMİZİ NOKTALAMA'' OLAYINA ÇOK DOĞAL VE GERÇEKÇİ BAKTIK. BERABERLİĞİMİZ BOYUNCA, ER VEYA GEÇ, BU OLAYIN YAŞANACAĞININ İDRAKİNDE OLDUK.

BUNU, DOĞANIN BİR GERÇEĞİ, HAYATIN AYRILMAZ BİR PARÇASI OLARAK KABULLENDİK.

BİRLİKTE KURDUĞUMUZ ŞİRKET BÜYÜDÜKÇE, BİZLERE İNANAN VE BİZLERE DESTEK VEREN ŞİRKETİMİZ MENSUPLARINA KARŞI SORUMLULUK DUYGUMUZ, BİZLERİ HAZIRLIKLI DAVRANMAYA YÖNELTTİ. İKİMİZDEN BİRİNİN ÖMRÜ NOKTALANDIĞINDA, HAYATTA KALAN DİĞERİNİN ALMASI GEREKEN BÜTÜN TEDBİRLERİ EN İNCE DETAYINA KADAR PLANLADIK VE BU TEDBİRLER SİSTEMİNİ HER YIL YENİDEN GÖZDEN GEÇİRDİK.

HER YIL, O GÜNÜN VERİLERİNE GÖRE TEDBİRLERİ TADİL ETTİK VE YENİLEDİK. YAŞLANDIKÇA, OLGUNLAŞTIKÇA, SONSUZLUĞA YOLCULUK HAZIRLIĞINA DAHA ÇOK ÖNEM VERDİK. ÇÜNKÜ BİRLİKTE YARATTIĞIMIZ ESERİN, BİZLERDEN SONRA DEVAMINI, ÖLÜMSÜZLÜK OLARAK GÖRDÜK.

BİZLER FANİYİZ DEDİK. ANCAK ŞİRKETİMİZİN ÖLÜMSÜZ OLMASINI İSTEDİK. BİZLERE GÜVENEREK, BİZLERLE YOLA ÇIKAN BİNLERCE İNSANA KARŞI SORUMLULUK DUYDUK.

ALARKO CAMİASININ GENÇLERİ, VE YENİ KUŞAKLAR, ÜZEYİR'İN DEVRETTİĞİ BAYRAĞI İLERİYE TAŞIYACAKLAR, VE BAYRAĞI HEP DİK TUTACAKLAR.

ÜZEYİR'İN ALARKO MENSUPLARI İLE BİRLİKTE YAZMAYA BAŞLADIĞI MUHTEŞEM SENFONİYİ, BİTMEMİŞ SENFONİMİZİ, BİZDEN SONRA GELEN GENÇ KUŞAKLAR YAZMAYA DEVAM EDECEKLER.

ÜZEYİR'İN RUHUNU ŞAD EDECEKLER!

UZUN YILLAR BOYUNCA, FIRSAT BULDUKÇA, GELECEĞE DÖNÜK DÜŞÜNCELERİMİZİ TARTIŞIR, OKUDUĞUMUZ KİTAPLARDAN BİRBİRİMİZE FELSEFE KIRINTILARI AKTARIRDIK. ÜZEYİR'İN DÜŞÜNCELERİNDEN BAZILARINI, BİR NEVİ VASİYET OLARAK, SİZLERLE PAYLAŞMAK İSTİYORUZ.

ŞİMDİ, SEVGİLİ KIZI DALİA, ÜZEYİR'İN KENDİ CÜMLELERİNİ SİZLERE AKTARIYOR."

 

DALIA GARİH HERZİKOWİTZ'İN TÖRENDEKİ KONUŞMASININ TAM METNİ

"BEN GİTTİKTEN SONRA, BENİ ÜZÜNTÜ İLE, GÖZYAŞLARI İLE ANMANIZI İSTEMEM.

MATEM TUTMANIZI HİÇ İSTEMEM.

GERİDE BIRAKTIĞIM YAKINLARIMIN VE DOSTLARIMIN, BENİ SEVGİ VE COŞKU İLE ANMALARINI İSTERİM.

GELECEĞE UMUTLA BAKMALARINI İSTERİM. NORMAL BİR YAŞA GELMİŞ VE YAŞAM ÇİZGİSİNİ NOKTALAMIŞ BİR İNSANIN ÖLMESİ, ÖNEMLİ DEĞİL... YAŞAMIŞ OLMASI ÖNEMLİ...

YAŞAMI BOYUNCA BAZI İZLER, BAZI ESERLER BIRAKMASI ÖNEMLİ... VE, YAŞAMINI NOKTALADIKTAN SONRA, YAŞAMI BOYUNCA ÜRETTİĞİ ESERLERLE ANILMASI , VE HAYIRLA YAD EDİLMESİ ÖNEMLİ...

BEN BÖYLE ANILMAK İSTERİM. VE BU ŞEKİLDE, DÜŞÜNCELERİNİZDE YAŞAMAYA DEVAM ETMEK İSTERİM.

ÖLÜMSÜZLÜK BUDUR."

DEĞERLİ DOSTLARIMIZ

BUGÜN, BURADA, ONUN SÖYLEDİKLERİNDEN YOLA ÇIKARAK, O YÜCE İNSANI HASRETLE ANIYORUZ.

O HER ZAMANKİNDEN YAKIN, HER ZAMANKİNDEN GERÇEK,SEVGİSİYLE SAYGISIYLA YÜREĞİMİZDE, FELSEFESİYLE İDEALLERİMİZDE MESAJLARIYLA RÜYALARIMIZDA YAŞIYOR.

NE MUTLU BİZLERE Kİ, ARDINDA BÜYÜK BİR AYDINLIK BIRAKAN, ONUN GİBİ BİR BABAYA SAHİP OLABİLDİK.

DEĞERLİ DOSTLARIMIZ;

BUGÜN, BURAYA GELEREK ŞEREF VERDİNİZ, BABAMIZIN HATIRASINI ONURLANDIRDINIZ.

SAĞ OLUN... VAR OLUN...